Meyin Kısa Tarihi

Kökeni Asya’ya dayanan ve diğer medeniyetlere de bu topraklardan nüfuz eden mey, çok eski bir çalgı aletidir. Günümüzde Türkiye dahil, Azerbaycan, Dağıstan, İran, Çin, Japonya ve Kore gibi birçok ülkelerde farklı isimlerle kullanılmaktadır. Meyin yıllardan bu yana büyük oranda ilgi görmesinin en büyük nedeni, şüphesiz esrarengiz sesi ve kolay kullanımıdır.

Mey Tarihçesi

Kamışlı çalgılar genellikle tarihin çok eski dönemlerine ait kayıtlarda bulunmaz. Bunun nedeni, kamışın kemik fülütlere nazaran daha kolay bozulabilir bir yapıda olması gösterilir. Bu tarz çalgı aletlerinin izine Mısır Helenistik döneminde rastlarız. Tarihçilere göre eski Mısırlılar kamışlı çalgılara mait adı vermiştir. Özellikle dördüncü hanedanda kamışlı çalgıların hem uzun hem de kısa olan türlerine rastlanmıştır.

Mey tarihçesi, bu aletin mait veya monaulos olarak adlandırılan çalgı aletleriyle ortak özelliklere sahip olduğunu gösterir. İngiliz tarihçi ve araştırmacı Picken, meyin antik çağlarda yaygın olarak kullanılan monaulos ile bir ilişkisinin olduğunu ve Azerbaycan’da balaban veya Gürcistan’da duduki diye geçen çalgı aletleriyle aynı anlama geldiğini bildirir. Dolayısıyla Evliya Çelebi’nin balabanı da aslında meydir.

Zurna mı Daha Eski Mey mi?
Çoğu araştırmacılar meyin aslında zurnadan daha eski bir çalgı aleti olduğunu iddia ederler. Zurna ve bu tarz çalgı aletlerinin atası, meydir. Silindirik obua kategorisine giren mey çalgısı ve benzeri aletler, yüksek sesli konikler olarak bilinen zurnalardan daha eski bir tarihe sahiptir. Kars yöresinde kullanılan sekiz delikli çalgı aleti de meyin eskilere dayandığını gösterir. Zira, aynı sekiz delik, Ptolemaic Mısır dönemi monaulos aletlerinde de bulunmaktaydı.

Türklerde Mey

Meye ait en eski kaynaklara Maragalı Abdülkadir (1350 – 1435) sayesinde ulaşılmaktadır. Maragalı Abdülkadir bu çalgı aletinin yumuşak ve hazin bir sesi olduğunu bildirmiştir. Abdulkadir’den iki asır sonra Evliya Çelebi, yine benzer bir tanım kullanmıştır; ‘Belban(balaban) Şiraz’da icat edilmiş, zurna sesine benzer ses çıkartmayan bir alettir. Türklerce 100 çalanı var’. Tüm bunlara ek olarak Cumhuriyet döneminde de mey ile ilgili birçok araştırmalar yapılmıştır.

Kısacası, tarihi çok eski Helenistik Mısır’a dayanan mey, balaban, nay – ı balaban, balaman, nay, hiçkiriki, kuan, kyanpiri adı ile yaygınlaşmış, dünya medeniyetlerinin ortak bir çalgı aletidir. İsimleri günümüzde değişe de yaydığı hüzünlü ancak bir o kadar da huzur verici atmosfer ile hala yaşamakta olan bir çalgı olarak bilinir.